Kuşatılmış Yaşamlar


"Bir Depresyon Günlüğü"

Michel Houellebecq'in yazdığı bu roman, bir modern insan eleştirisi olarak yorumlanabilir. Kitabın arka tarafında kitabı çok iyi anlatan bir alıntı yapacağım.

"Bilişim sektöründesiniz. Çok gözde bir mesleğiniz var. İyi para kazanıyorsunuz. Temiz giyimli insanlarla dolu dev binalarda çalışıyorsunz. Steril bir hayat sürüyorsunuz. Arkadaşlarınız var. Ancak, göğsünüze bir ağırlık biniyor zaman zaman; üzerinize bir karamsarlık çöküyor; bir dalga gibi. Bir eksiklik var.
Bankacısınız. Çok gözde bir mesleğiniz var. İyi para kazanıyorsunuz. Temiz giyimli insanlarla dolu dev binalarda çalışıyorsunuz. Steril bir hayat sürüyorsunuz. Arkadaşlarınız var. Onlarla bowling oynuyorsunuz, bankacılıktan söz ediyorsunuz. Akıllı olduğunuz için mutlusunuz. Ancak çok çalışmak zorundasınız. Öyle ki, kazandığınız parayı harcayacak vakit bulamadığınız oluyor. Her an biri yerinizi kapabilir. Göğsünüze bir ağırlık biniyor zaman zaman; üzerinize bir karamsarlık çöküyor; bir dalga gibi kabarıyor, yüreğinize vuruyor.

Reklamcısınız. İşletmecisiniz. Mimarsınız. Ya da bunların hiçbiri değilsiniz. Gözde bir mesleğe sahip olmak, televizyonlarda gördüğünüz lar gibi ışıl ışıl gülücükler saçarak steril yerlerde yemek yemek istiyorsunuz. Beyaz gömlekler giymek ve dizüstü bilgisayarla dolaşmak istiyorsunuz. Ve göğsünüze bir ağırlık biniyor. İsyan ve kıskançlık karışımı bir duygu boğazınızdan gözlerinize doğru yükseliyor Hayattan kopuyorsunuz bu anlarda, daha doğrusu, yaptığınız her şeyin insan hayatı karşısında ne kadar sonuçsuz, ne kadar anlamsız olduğunu hissediyorsunuz. Ve bir gün durumunuz bir sözcüğün içine hapsediliyor: Depresyon."

Tatminsiz bir dünyadan, herşeyin daha da mekanikleştiği ilişkilerin metalaştığı bir dünyadan çıkan kahramınımız, yolun yarısındaki yaşıyla dünyayı ateşe veriyor artık. Tabi geçmişte yaşadığı aşkın acısıylada baş edebilmeye çalışıyor tüm roman boyunca ya da gözü önünde yitip giden bir kaybedeni izliyor. Ama dünyayı çok sert eleştiriyor. Küçük brujuvaların küçük çıkmazlarını gözlerine sokuyor. Çarkların dişlililerini gösteriyor bu roman herkese.


Michel Houellebecq, bu romanıyla kendi içinden çıkan bir canavarın dünyayı saldırmasını ve sonunda kendi kendini yok etmesini anlatıyor. Çok etkili bir roman. Biraz Fight Club havasında çokça da anarşist bir kitap. Okunmalıdır kesinlikle.

"Bana bütün insanların mutsuz olması gerekirmiş gibi geliyor, sonderec basit bir dünyada yaşıyoruz. Egemen olma, para ve korkuya dayalı bir sistem var- daha çok eril bir sistem, ona Mars diyelim; baştan çıkarma ve cinselliğe dayalı dişil bir sistem var, ona da Venüs diyelim. Ve hepsi bu kadar.Yaşamak ve başka bir şey olmadığına inanmak gerçekten mümkün mü?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder